9 Ocak 2017 Pazartesi

MELAHATİ ANLAYALIM

Empati ve anlaşılmak,anlaşılmayı beklemek…Tam anlamıyla hiçbir zaman var olamayacak kavramlar.O yüzden ay sen benimle empati kuramıyorsun,yok sen beni anlamıyorsun diye karşımızdakine sinir olup,trip atıp hatta kendimizi üzmemize gerek yok anacım J
Neden be anacım tam anlamıyla anlaşılazmaz mıyız ?

Yok mümkün değil.Ne kadar kendimizi karşımızdakine ifade ettiğimizi zannedersek zannedelim beynimizde sürekli devrede olan bir şey var ki o da sürekli her şeyi süzgeçten geçiren beyin mekanizması.Yani kimse size ( bu en yakınlarımız dahi olsa ) hiçbir zaman tamamen arındırılmış,saf ve gerçek olan duygu ve düşüncelerini anlatmaz,çünkü bu süzgeç ne var ne yok her şeyi filtreleyen mekanizma buna nasıl müsaade etsin.E doğal olarak da kişi bir şeyler anlatır ama biz filtrelenmiş bu sınırlı bilgilerle hiçbir zaman tam olarak o kişiyi anlamayız,o kişiye kendimizi anlatamayız.Buradan şu çıkıyor mutlak empati diye bir şey yooook.Beni anlamıyorsun mantıklı bir nitelendirme değildir.

İlla anlaşılmaya,anlamaya ihtiyacımız varsa son yıllarda revaçta olan davranış şekli “empati” devreye giriyor.O da genellikle tam anlamıyla ortaya konan bir davranış değildir,sadece kelimeyi kullanmak revaçtadır. Gerek görüldüğü takdirde empati kanallarına lavabo açıcı eklenmelidir.

Anlaşılmak konusu o kadar derin mevzu ki devreye iletişim de giriyor,her şeyin başı iletişim. Bunun eksikliğinde yaşadığımız çevrede ezberci eğitim sistemi ve dijitalleşme ile birlikte gelen yozlaşma ve detaylarda boğulma.

Ahhhaa mesele ezberci sisteme geldi .Ezberci eğitim sistemi düşündürmüyor,sorgulamaya itmiyor insanı.Olguyu,anlatılanı sadece dar bir kapsamda ele almamızı öğretiyor yalnızca.Empatiyi sadece öğretilmiş tanım ile yaklaşım sergileyebiliyoruz.Çünkü o şekilde öğretildi başka tanımı yok da ondan…O yüzden geniş kapsamlı olan olgulara da bütün olarak bakamıyoruz,geniş düşünemiyoruz.Olay aynen şu kol kadar yazı yazarsın adeta laf çarpırtılıp dahi anlamındaki de ye takınır zihniyet.

Bir de kendini anlatamayan insanlar var.Bu kişiler de çamurda patinaj çeken ve hareket edemeyen araçlara benzer.Onlar da oldukça fazla detaya giriyorlar,konunun esas mahiyetini kaçırıyorlar. Bu durumda anlatamadıklarının anlaşılmasını bekliyorlar.

Beni anlamıyorsun Melahat ( erkek ismi kullanmadım fark ettiniz mi ?
Nasıl yani ? Ne demek istiyorsun şimdi sen ?
( Bunu sormadan önce Melahat kendini anladı mı ki ? )

Bir de şu gurup var es geçmemek lazım.Beni bir tek sen anladın,sen de yanlış anladın.Kendini avutma cümlesi anlamamış işte .

Sanırım anlaşılmak,anlatamamak her daim hissettiğimiz mutsuzluk kaynağı.Konusunda uzman değilim ama okuduğum,izlediklerim neticesinde bir şeyler anlatmaya çalıştım.Anlamasanız hiiiiççç problem değil zaten kaç kişiyiz hiç problem değil diyen.

Sona gel artık oradan oraya atladın aaaaa

Tamam tamam !!!


İnsan insanın kurdudur.Herkesin kendince haklı nedenleri var,hatta bu nedenlerle somurttuğu,ortalıkta mutsuz ve gergin bir halde gezdiğini görüyoruz.Böyle olunca da ortamda kimse mutlu olamıyor.Görüyoruz sosyal medyada mutluluk veren ya da tebessüm ettiren bir paylaşım olduğunda paylaşımın altına gelip öfke kusuyorlar,onların da rahatlama şekli bu deyip geçmek gerek sanırım,onlar hiç mi hiç anlaşılamayacak grubun içindeler.Mutluluğun bile istenmediği yanlış anlaşıldığı bir toplumdan söz ediyoruz,artık kendimize gelelim nefreti ve ötekileştirmeyi bırakalım.Gerekli doz da empati alalım J ( sonu bağlayamadım,içimde kalanları kazıdım biraz )

Anlayanlar butona bassın.







0 yorum:

Yorum Gönder