31 Mayıs 2012 Perşembe

ORDA BİR KÖY VAR YAKINDA

Köy hayatı  çok güzeldir, çünkü hava temizdir. Tarlalarda yeşil otlar, karışık renkli çiçekler vardır. Her yerde türlü türlü kuşlar, hayvanlar, temiz ve uzun ırmaklar, sular, büyük dağlar, ağaçlar vardır.Tüm bu güzelliklerin üstüne bir de Ahmet Kutsi Tecer’in hatıralarımızda kalan şiirini de söylersek tam olur;

Orda bir köy var, uzakta
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.

Köy kanunu üzerine yapılan bir projenin konuşmaları okudum.
"Köy muhtarlarımız artık yaptığı işin karşılığını alacak, yetkili olduğu için daha sağlıklı işler yapacak, imkânlara sahip olduğu içinde daha geniş hizmetleri de köyünde yaşayanlara sunmuş olacaktır. Köylerimizin bu kanunla birlikte daha ileri düzeyde gelişecek.”

Bülent Arınç, da "Köylerimiz merkez haline getirdik. Artık yol, içme suyu konusunda çok az sıkıntı kaldı. Bütçeye konuna trilyonluk ödeneklerle köylere ulaşmak ve bu köylerde yaşamak konusunda önemli adımlar atıldı. Şehirlerden köylere geri dönüş olacak kadar bu iş başarılı oldu." diye konuştu.

Bahsettiğim köy hakkında da bu konuşulanlar gerçek olsaydı... Bu köy şiirdeki gibi uzak bir köy değil Sakarya’nın Karasu ilçesine ait bir köy.Köy bile değil sanırım, belediyesi var.Yerlileri köy diyor ben de köy diyeyim.
Köy kanuna dair yapılan bu konuşmaların hiçbiri bahsettiğim köye uymuyor. Altyapı desen altyapı yok hizmet,  eğitim, sağlık desen o da yok.

Altyapı desem yollar bozuk , doğru düzgün asfaltı yok.
Eğitim desem lisesi yok ama kocaman bir camisi var.Aileler geçimini tarımla sağlıyor,maddi olanaklar nedeniyle okuyabilen genç yok.Lise diğer ilçede olduğu için yol parası en az günde 5 tl tutuyor.Düşünün sadece yol parası bu.
Suları çamurlu akıyor. İçemiyorsun bile içmeyi geçtim çamaşır bile yıkamak zor.Bir de içme suyuna para.
Bunları da geçtim en önemlisi sağlık yok. Vurgu yapmak istediğim nokta sağlık.Oysa hani aile hekimliği ?
Bundan 3 gün önce oradaydım. Nedense bana temiz hava dokunuyor.Astım krizim geldi.Gece 12 de bir başladı.Telefonumda çektiğini gösteren bir çubuk bile yok.Dışarıda rüzgarla birlikte yağmur.Araba desen o da yok.Gece açık sağlık ocağı gibi acil bir yer yok.Eczane bile kapalı.Nasıl bir geceydi anlatamam kalbe vuran bir astım krizi.Gözümü kırpmadan bir geceyi geçirdim.Rüzgar sağ olsun nefesim oldu.Şükürler olsunki hayattayım.Sabah arabalar ilçeye gelmeye başlayınca doktora yetiştim.

Ben misafir olarak bunları çektiysem bu köy ahalisi ne yapıyor ? Ne yapıyor mu tüm bunlara tepkisiz kahvehanede o oyun senin bu oyun benim oynuyorlar.Kahvehane sayısı belki de 20 tane.Belediye duyarsız,halk duyarsız.Halk düzeltmese bile duyarlı vatandaş olarak sorunlarımı dile getireceğim.Siz de böyle köylere karşı duyarlılığınızı dile getirin.UZAKTA KALMASIN !
Tüm bu yaşadıklarım bana Turgut Uyar’ın Ah Benim Güzel Cahilliğim şiirini aklıma getirdi.

Bir sürekli kaşınmadır yaşadığım
Törelere ve alışkanlığa karşı
Geldim gittim geldim bir şey bulamadım
Üzüldüğüme ve yorulduğuma karşı
Ah aklıma her şey gelir, her şey gelir
Doğan güne karşı batan güne karşı
...



0 yorum:

Yorum Gönder